| Sanal Alem Avcıları Sanal-Kabus-Team STK |
|
| Atatürk'ün İlkeleri | |
| | Yazar | Mesaj |
---|
ThewiLL Site Kurucusu
Mesaj Sayısı : 173 Kayıt tarihi : 08/01/09
| Konu: Atatürk'ün İlkeleri C.tesi Ocak 10, 2009 10:34 pm | |
| Buyuk Fransiz Devrimiyle evrensellik kazanan ozgurluk kavrami, yakincaga damgasini vuran cagdas devlet gerceginin temelini olusturan bir eylemi de vurgular. Ozgurlukculuk, kisinin ve toplumun mutluluga erismesinde ugrunda girisilen savasimlarin tumunu kapsar.
Turk toplumunun ozgurluk savasimi, kotu yonetimle yoksulluga ve tutsakliga itilmis soylu bir ulusun bagimsizlik direnisi ile dis guclere karsi, kazandigi basarilarla son sinavini vermistir. Ulus, cani pahasina kurtardigi ulkesinde kendi egemenligine dayanan bagimsiz bir yonetim kurarken, ulke bagimsizligini ve ulus egemenligini bir daha tehlikeye dusurmeyecek onlemleri ancak ozgurlukcu bir ortamda etkin ve guclu tutabilir. Ozgurlugun bu iki oz varligi, bagimsizlik ve egemenligi korumada yasalarini koyarken yanlis ve olumsuz davranislari sinirlayici ilkeleri yine akilci olculere gore saptamak gerekir.
Sinirsiz ozgurluk anlayisinin yaratacagi kargasa, toplumun ve kisinin amacladigi mutluluga ters duser. Bu bakimdan kutsal ozgurluk hakkini kullanmada konulmasi zorunlu sinirlar cok genis ve duyarli bir olcekle cizilmelidir. Akilcilik ilkesiyle cakisan ozgurlukculuk ilkesinin, gercekcilik ilkesiyle de siki bagintisi dusunulmeden bu ilkenin soyut bir kavram olarak ya butunuyle yok olmasi ya da bir kargasa kaynagi olmasi onlenemez. Ataturk ilkelerinin basinda yer verdigimiz bu ilkenin anayasamizla saptanmis ozgurlukler cercevesinde uygulanmasi ve gerceklestirilmesi icin cok duyarli ve bu ilkenin yilmaz savunucusu olmak zorundayiz. Ozgurlugun kutsalligini korurken gercek bir ozgurlukcu inanisin ozu su olmalidir: "Zorbalik haline gelen otorite, otoriteyi yikar, keyfilik haline gelmis ozgurluk de ozgurlugu" (Jarpers). Insan ozgurlugune kaynak olan insan haklarinin en buyugu olan yasama hakki bile sinirsiz degildir. Bu bakimdan buyuk ozverilerle kazanilmis ozgurluklerin korunmasinda akilcilik ve gercekcilik ilkelerinin aydinlik, sasmaz dogrultusunda yurumeliyiz.
Ataturk, tum yasaminda ulusuyla birlikte ugrunda buyuk savasimlar verdigi ozgurlugun en titiz bir savunucusuydu. "Ozgurluk olmayan bir ulkede olum ve cokuntu vardir; her ilerlemenin ve kurtulusun anasi ozgurluktur," diyen buyuk onderin ozgurlukculuk ilkesini, Ataturkcu kusaklar onun tum ilkelerinin basinda koruyacak ve savunacaklardir. | |
| | | ThewiLL Site Kurucusu
Mesaj Sayısı : 173 Kayıt tarihi : 08/01/09
| Konu: Akılcılık C.tesi Ocak 10, 2009 10:35 pm | |
| Ataturk Ilkelerinin tumu, kavram ve uygulama olarak, akilciliga dayanir. Ataturk'un eserinin buyuklugu, ulusu ve ulkesi icin giristigi tum eylemlerinin basariya ulasmasinda akilciligin nasil sasmaz olcek oldugunu kanitlar.
Turk toplumunun yuzyillik cagdaslasma atilimlarinin ortacagin karanlik ve bagnaz dusuncelerinden oturu, basarisiz kaldigini en iyi anlayanlardan biri Ataturk'tu. Dogru yolu bulmak icin, simdiye dek inandirilmis oldugumuz neler varsa hepsini aklin supheci suzgecinden gecirip inanclarimizi olumlu bilimlerin aydinliginda yeni bastan kurmak, akilcilik ilkesinin ozudur. "Bizim akil, mantik ve zeka ile davranmamiz, yonetimimizdir. Butun yasantimizi dolduran olaylar bu gercegin kanitidir." diyen Ataturk, saglam bir dusunce duzenine ve kafa yapisi ile girisim ve eylemlerine engel olacak tum gerici, tutucu ve her cesit ozgurluk dusmani davranislari ezerek, devrimciligini akilcilik temeline oturtmustur. Bilimin yol gostericiligini tum girisimlerinde bir mesale gibi cizdigi ve actigi yolu aydinlatan "aklin" tek ve yanilmaz denektasi" oldugunu gostermistir.
Ataturk ilkeleri arasinda on siraya aldigimiz "akilcilik" ilkesinin pek onemli bir yani da Turk toplumuna acilan gercekci yolun, bir dogma ve ogreti kalibina sokulmamasidir. Cunku Ataturk, her zaman bunlara karsi olmus, ancak olumlu bilimlerin isiginda yurumekle giristigi uygarlik yolunun ulusunu duzluge cikaracagina tum yuregiyle inanmisti. "Ogreti istemem, donar kaliriz, biz yuruyus halindeyiz" diyerek buyuk sagduyusu ve sevgisiyle dunya savaslarinin ideoloji ve ogreti ayriliklari yuzunden insanligi nasil bolup parcalayabilecegini gormustu. Ataturk ilkelerinin kati ve bagnaz bir kaliba sokulmayarak bu akilcilik olculeri icinde butunlesmesi, onun ozgurlukculuk ve devrimcilik ilkelerine hiz veren bir guc kaynagi olmustur. | |
| | | ThewiLL Site Kurucusu
Mesaj Sayısı : 173 Kayıt tarihi : 08/01/09
| Konu: GerçekciliK C.tesi Ocak 10, 2009 10:35 pm | |
| Ataturk Ilkelerinden uygarlikcilik, bariscilik ve devrimcilik ilkelerinin akilcilik ilkesiyle cakismasinin dogal bir sonucu olan gercekcilik, tum ilkelere canlilik kazandiran bir ilkedir.
Turk ulusunun tarihsel ve sosyal gerceklerine dayanmaki, toplumun icinde bulundugu kosullari acik ve aydinlik bicimde belirleyerek gelecegin yolunu cizmek Ataturk gercekciliginin ozudur. Tutulan yolda amaca yonelirken "olani oldugu gibi bilme" ve bu cikis noktasinin gerektirdigi akilci yontemler uygulama gercekligin yeter ve gerek kosuludur. Gercegi bilmek devrimciyi yolundan cevirmez, ustelik turlu careler arayip gucunu arttirmak olanagini saglar. Gercege boyun egmek ya da toplum yararina uymayan gercegin aldatici bir gercek oldugunu dusunmek arasinda boccalamadan yurumek ve amaca yonelmek Ataturk gercekciliginin sasmaz niteligidir. Bu nitelik, dogru ve yerinde saptamalarla, deger olculerine gore siraladigi amaclara ulasmada, olanaklari olcerek, olaylarin gelisiminden yararlanarak, gerceklesme kosullarini hazirladiktan sonra adim adim amaca dogru engelsiz ve kararli yurumesinde kendini gostermistir.
Ataturk gercekciligi, kimi kez halka ragmen, cok kez halkla birlikte ve fakat sonunda kesinkes halk icin en iyi yolu bulmak ve gerceklestirmektir. Yalan ve yanlisin er gec gercegin parlak aydinliginda yok olacagi inanci, gercekciligin temelidir. Dogru yolda ilerleyen gercekcilerin basarilarinin sirri bu noktadadir. Bariscilik, uygarlikcilik ve devrimcilik girisimlerinin basariya ulasmasinda gercekciligin cizdigi saglam ve guvenli yoldan sasmadan ilerlemek gercek Ataturkculerin degismez idealidir. | |
| | | ThewiLL Site Kurucusu
Mesaj Sayısı : 173 Kayıt tarihi : 08/01/09
| Konu: Uygarcılık C.tesi Ocak 10, 2009 10:35 pm | |
| Ataturk devrimlerinin temeli uygarlikciliktir. "Turkiye Cumhuriyeti halkini butunuyle cagdas, butun anlam ve bicimleriyle uygar bir toplum haline getirmektir. Devrimlerimizin asil temeli budur" diyen Ataturk, Turk ulusunu ileriye donuk yasam cizgisinde "cagdas uygarlik duzeyinin istune cikarmak" ulkusunun yilmaz savascisidir. Bu bakimdan, yuz yillik uygarlasma cabalarina ilk kez, Ataturk'un giristigi toplumsal atilimlarla devrimci bir yon cizilmistir.
Turk toplumunun geri birakilmisliginin siyasal, sosyal ve ekonomik nedenlerine ilk olarak dogru tani (teshis) koyan Ataturk, yer yuzunde her ulusun varligi, degeri, ozgurluk ve bagimsizlik hakkinin elinde bulundurdugu ve yaratacagi uygarlik urunleri ile oranli oldugunu vurgulamisti. Uygarlikcilik ilkesine gore ulkeler degisiktir, fakat uygarlik tektir. Osmanli Imparatorlugunun cokmesi, batiya karsi elde ettigi zaferlerden cok gururlanarak bati uluslari ile baglari kestigi gun baslamistir. Bu yanilgiya dusmemek icin girisilecek atilimlarda, bugunku cagdas uygar toplumlarin icinde bulunduklari dengesizliklerden celiski ve catismalardan korumak icin izlenecek ilkelerin bir butun olarak ele alinmasi gerekir. Bu bakimdan uygarlikcilik ilkesinin oteki Ataturk ilkeleriyle birlikte gerceklesmesi devrimin amacina ulasmasini saglayacaktir. Kisaca bati uygarligini koru korune taklit degil, batidan olumlu bilimler, sanat, insan anlayisi, insanca yasama yontemlerini almak, uygarlikcinin temel yontemidir. Uygarlikcilik, Ataturk'un ve Turk ulusunun "Turklugun unutulmus uygar niteliginin ve buyuk uygar yeteneginin, bundan sonraki gelismesiyle, gelecegin yuksek ufkundan yeni bir gunes gibi dogacagi" ozlem ve inancidir. | |
| | | ThewiLL Site Kurucusu
Mesaj Sayısı : 173 Kayıt tarihi : 08/01/09
| Konu: HaLkcıLık C.tesi Ocak 10, 2009 10:35 pm | |
| Devrim Tarihimizde uzerinde duyarlikla titredigimiz, 1924 ve 1961 anayasalarinda yer alan halkcilik ilkesi, Ataturk ilkeleri arasinda demokrasi ulkusunun temelini olusturmaktadir. Bu ilkenin ana ozelligi, ulke yonetiminin ve egemenligin kaynagini halk dedigimiz ulus varliginda bulmaktir. Ataturk'un daha 1920 yilinda meclise sundugu halkcilik programinda halki temsil eden meclisin ulusal egemenligi hangi yontemlerle kullanacagini saptayan esaslar, 1937'de anayasamizda devletin temel ilkeleri arasinda yer alan halkcilik adiyla yonetimin demokratik kaynagini saptiyordu. Egemenligi bir zumre ya da bir aileye baglayan cagdisi bicimlerin yerini alan ve halkin secimle saptadigi bir meclis araciligi ile yonetim ve egemenlik haklarini kullanmasi yonetimi, genis anlamda "halkin, halk tarafindan halk icin yonetimi" halkciligin ozunu olusturur. Devlet ile yurttas arasindaki karsilikli hak ve odevlerin yerine getirilmesinde duzenleyici kurallari, yasalari yapma yetkisini halk egemenliginde taniyan halkcilik ilkesi, baslica su ozellikleri kapsar:
Yasalar onunde salt bir esitlik ongoren ve hicbir bireye, hicbir aileye, hicbir sinifa, ayricalik tanimayan bireyler halktandir. Bu nitelikleri tasiyan bireylerin yonetimi ellerinde bulundurmalari halkciligin temel ozelligidir. Bu bakimdan halkcilik: a. Ulke yonetiminin demokratikligi, b. Herhangi bir birey ve sinifa ulusun genel haklari disinda ayricalik tanimamak, c. Sinif kavgasini kabul etmemek gibi ogelerden olusur. Halkcilik ilkesi, ulusal egemenligi genis halk yiginlarinin ozgur iradesine baglarken oteki ilkelerden soyutlanmadan degerlendirilmelidir. Akilcilik, ozgurlukculuk, ve uygarlikcilik ilkeleriyle cakisan bir ilke olrak halkin olumlu bilimin ve cagdas uygarligin gereklerine gore egitilmesi, yurttaslik bilincinin egitim yolu ile aydinlatilmasi halkciligin temel yontemidir. Turk toplumunun sosyal, kulturel ve ekonomik kalkinmasinin temelini olusturan egitim kalkinmasi milliyetcilik ilkesinin de ana eregidir. Bu bakimdan egitim yoluyla aydinlatilmis halk, ulusal egemenligin guclenmesi ve demokrasimizin yasamasinda halkcilik ile milliyetcilik ilkelerinin aydinliginda tek ve gercek guvencedir. | |
| | | ThewiLL Site Kurucusu
Mesaj Sayısı : 173 Kayıt tarihi : 08/01/09
| Konu: DevLetçiLik C.tesi Ocak 10, 2009 10:36 pm | |
| Anayasamizda da yer alan devletcilik ilkesi, tum ulkelerin ortak amaci olan toplumun esenlik ve mutlulugunui saglayici toplumsal, ekonomik ve kulturel kalkinmada devletin ustlenmesi gereken gorevleri saptayan bir yontemdir. Genel cizgileri ile ozel girisimin yetki ve gucu disinda kalan ekonomik kalkinma ve orgutlenmeyi devlet eliyle ve araclari ile ggerceklestirmek ilkesidir.
Anayasamizin devletin gorev ve sorumlulukguna biraktigi, yerine getirmekle yukumlu oldugu bellibasli gorevleri saptayan maddeleri, devletin, ulusun bireylerinin ve tumunun esenlik ve mutlulugu ile ulkenin guvenlik ve bagimsizliginin korunmasi esaslarini kapsar. Genel olarak her devletin temel iki odevi vardir: a. Ulke icinde guvenligi ve adaleti kurmak ve surdurmek, bu suretle yurttaslarin her cesit ozgurluklerinni dokunulmazlik altinda bulundurmak, b. Dis siyasal ve oteki uluslarla iliskileri iyi yoneterek, ulkede her cesit savunma guclerini, her an hazir tutarak ulusun bagimsizligini guvence altinda tutmak ve bu ugurda baska care kalmazsa, silahla savunmaktir.
Denebilir ki devletin olusturulmasinda amac bu iki temel odevin yerine getirilmesini saglamaktir. Cunku bu odevlerin yurttaslarin birey olarak yapmaga guclerinin yetmeyecegi islerdir. Bunlardan baska devletin ilgilendigi bellibasli isler, bayindirlik, egitim, kultur, saglik ve sosyal yardim, tarim, ticaret ve sanayiye iliskin ekonomik etkinliklerdir. Tarimla, tecimle, sanayi ile ekonomik islere devletin girmemesi, bireylere birakmasi gerektigi gorusunde bulunan kurama "bireycilik" derler. Ulusun genel ve ortak cikarlarina ait, siyasal ve dusunsel islerde oldugu gibi her turlu ekonomik islerin de bireylere birakilmayip devlet tarafindan yapilmasinin daha uygun olacagini savunan kurama da "devletcilik" denir. Devletin temel iki odevinin yaninda ekonomik amacli odevler, dogrudan dogruya devletin zorunlu gorevlerinden gorunmemekle birlikte, ana gorevlerinin yerine getirilmesinde etkindirler. Vatandasin guvenligini ve esenligini her seyin basinda dusunmek ve saglamakla yukumlu olan devletin, ana gorevlerinin yerine getirilmesinde son derece etkili ekonomik amacli odevleri de bireylere ya da ortakliklara tumuyle birakabilmek icin, bu islerin devletin el koymasina ve yardimina gerek kalmadan yurutulecegine, devletin temel odevlerini yerine getirmekte guclukler yaratmayacagina guvenmesi gerekir.
Bu gibi islerde, bireylerin kurmaya olanak bulamayacaklari genis ve guclu orgutler gerekebilir. Ya da bu gibi islerde yeterince cikar elde edemeyecekleri icin, o islerden vazgecerler. Oysa ki o isler, ulusca yasamsal bir onem tasiyabilir. Iste devlet onu yapmak zorunda bulunur. Devletin, bireye gore amaci cok farkli bir ozellik tasir. O, toplumun ortak cikarini ve ilerlemesini dusunur. Bireyleri, ozel cikar hirsindan ne olcude uzaklastirmak olanaklidir, dusunulmeye deger. Anayasamizda da yer alan bu ilkenin, ozellikle halkcilik ilkesini butunleyici, halkcilik ilkesinin gerceklesmesini saglayacak bir yontem oldugu gozden uzak tutulmamalidir. Bu ilke, yuzyillar boyu saglanmis teknik gelismeleri, sanayii kisa surede yurtta saglamayi istemekte, ona calismakla birlikte, bunlari basarmis ulkelerin, yaptiklari buyuk yanlisliklara, icine dustukleri buyuk zorluklara ve celiskilere ugramamak icin ortaya konmus ve Ataturk tarafindan gerceklestirilmeye baslanmistir. Ataturk ilkeleri arasinda ozel bir yer tutan devletcilik, ulus birligini, ulus butunlugunu siniflara parcalamamak; bu siniflar arasinda ulus varligini sarsan, yipratan catismalara, karsitliklara dusmemek amacina yoneliktir.
Devletcilik ilkesi, devlet ile bireyin etkinlik alanlarini saptarken ozel ve bireysel ekonomik girisim ve etkinliklere set ceken, onlari yok eden bir yontem degil, ilke olarak devleti bireyin yerine koymamak, fakat bireyin gelismesi icin genel kosullari hazirlamak ve bireyin kisisel etkinligini ekonomik ilerlemenin ana kaynagi olarak gormek anlayisidir. Kurtulus Savasimiz, "birlik ve dayanisma" ile anamalciligin somurgeciligine karsi kazanilmisti. Genc Turkiye Cumhuriyeti de bu birlik ve dayanismayi toplumun gelismesi atilimlarinda gerceklestirmek zorundadir. Nasil, cumhuriyet yonetiminin kurulus baslangicinda somurucu, anamalci ve isci siniflari yoksa, cagdas uygarlik yolundaki gelismelerde de sinif karsitliklarina, catismalarina dusmeden toplum yapisinda ekonomik ve kulturel dengeler saglamak da devletciligin amaclari arasindadir. Devletciligin bu anlamda uygulanisi, cagimiza ve gelecege uygun ozgun bir girisimdir. Ataturk devletciligi, Turk ulusu icin oldugu kadar, onun durumunda olan egemenlikleri, ozgurlukleri icin savasan, anamalci ulkelerin somurulerinden kurtulmak cabasinda olan uluslar icin de toplumsal bir kosul, bir gerekirciliktir. Devletcilik ilkesi, dogumu, denemesi, uygulanmasi ile ulusal; amaci ve gelecegi ile evrenseldir. | |
| | | ThewiLL Site Kurucusu
Mesaj Sayısı : 173 Kayıt tarihi : 08/01/09
| Konu: CUMHURİYETÇİLİK C.tesi Ocak 10, 2009 10:36 pm | |
| Ataturk devriminde cumhuriyetcilik, ana ilke ve esas degerdir. Anayasalarimizda oteki Ataturk ilkelerinin yer alisinda dizilis sirasinda en bastadir. Oyle ki anayasamizda degistirilmesi onerilemez maddelerin en basinda gelir. Kisacasi bu ilke anayasanin bagimsiz anamaddesidir.
Cumhuriyetcilik ilkesi, boylece devletin bicimini belirleyerek devlet duzen ve yonetiminde kisisellik ve keyfiligin egemen olmasini onleyen en saglam guvencedir. Ulusal Kurtulus Savasi, baslangicindan olumune degin Ataturk, halk yonetimini, devleti halkin yonetmesini, yonetimin halkin eline gecmesini, devletin bir halk devleti haline gelmesini savunmustur. Bu bakimdan Cumhuriyetcilik ilkesi, halkcilik ilkesiyle birlesir ve "Egemenlik Ulusundur" ozdeyisinde en ozlu anlatimini bulur. Egemenligin ulus tarafindan kullanilmaya baslandigi 23 Nisan 1920 gununden itibaren ozgurluk ve bagimsizlik savaslarini kazanan Turk ulusu, kendi yonetim bicimini belirlemis, bu yonetim bicimi ayni zamanda ulus seref ve onurunu kurtarmak icin en guclu arac olmustur. Cumhuriyet yonetimi daha o gunden secmis secmis olan Turk ulusuna seslenen buyuk onder su tumcelerle cumhuriyetin bagimsizligin ayrilmaz parcasi oldugunu vurgulamistir: Bugun ulastigimiz sonuc, yuzyillardan beri cekilen ulusal yikimlardan uyanmanin ve bu sevgili vatanin her kosesini sulayan kanlarin karsiligidir. Bu sonucu Turk gencliginin korumasina birakiyorum."
"Ey Turk Gencligi: Birinci odevin Turk bagimsizligini, Turk Cumhuriyetini sonsuza degin korumak ve savunmaktir." Bu sozleri ruhuna ve varligina percinlemis olan Turk ulusu, cunhuriyeti dunya durdukca korumaga and icmistir. Cumhuriyetcilik, oteki Ataturk ilkeleriyle birlikte ugrunda olumu goze alma inancidir. Cunku, demokrasinin esanlamlisi olan Cumhuriyet, ulus egemenligini en iyi simgeleyen, en yuksek, dolayisiyla Turk ulusuna en layik ve onun yuce ruhuna en uygun bir devlet yonetimi bicimidir. | |
| | | ThewiLL Site Kurucusu
Mesaj Sayısı : 173 Kayıt tarihi : 08/01/09
| Konu: MiLLiyetçilik C.tesi Ocak 10, 2009 10:37 pm | |
| Ataturk Ilkeleri arasinda son derece onemli bir ilke olan milliyetcilik, akilcilik, gercekcilik, bariscilik ve cumhuriyetcilik ilkeleriyle butunlesen ve bu ilkelerle celisen yorumlara kapali bir ilkedir.
Milliyetcilik ilkesi, ulusal savasimin cikis noktasini olusturmus ve tum tutsak uluslarin kurtulus hareketlerine isik tutmustur. Ataturk'un turlu demec ve soylevlerinde aciklik kazanmis olan bu ilke, Fransiz devriminden sonra dunyaya yayilan ozgurluk dusuncesinin tarihsel gelisimi icinde her ulusun kendi kaderini cizme inancinin dogal bir sonucu olmustur. Osmanli Imparatorlugunun cokus doneminde, ulusallik niteligini yitirmekte olan dilimizin sadelestirilmesi ve dunyaya yayilmis Turk toplumlarinin arastirilip incelenmesi hareketlerinin ortak adi olarak Turkculuk akimi biciminde belirmistir. Zaman zaman butun Turk toplumlarini birlestirmeyi amaclayan Turancilik, zaman zaman da Islam Birligi kurmak gibi bir amaca yonelik Islamcilik akimlariyla karistirilmaya baslanmisti
Bugun anayasamizda da yer alan milliyetcilik kavram bir ilke olarak, Turk ulusunun egemenligini kendi iradesine aldigi surec icinde gercek anlamini kazanmistir. Akilci, gercekci, barisci ve cumhuriyetci bir nitelik aldiktan sonra Ataturk tarafindan "Turk Milliyetciligi" deyimiyle butun aciklik ve kapsamini, gercek anlam ve kilavuzlugunu bulmustur. Bugun Ataturk ilkeleri arasinda yer alan milliyetcilik, cagdas anlamiyla siyasal, ekonomik ve kulturel bir devlet sistemi olmustur. Milliyetcilik ilkesine gore, Turk ulusu buyuk insanlik ailesinin yuksek onurlu bir uyesidir. Bu bakimdan butun insanligi sever; ulusal onur ve cikarlarina dokunulmadikca baska uluslara karsi dusmanlik beslemez ve asilamaz. Milliyetcilik ilkesi, butun cagdas uluslarla uyum icinde yasamakla birlikte, Turk toplumsal varliginin ozel karakterini ve baslibasina bagimsiz kimligini sakli tutmayi esas sayar. Bu bakimdan kendi ozune aykiri akimlarin ulkeye girmesini ve yayilmasini istemez. Ataturk milliyetciligi, gerek bagimsiz, gerek baska devletlerin uyrugu olarak yasayan butun Turkleri, hangi dinden olurlarsa olsunlar derin bir kardeslik duygusuyla candan sevmek ve onlarin refah ve gelismesini candan dilemekle birlikte, siyasal sinir olarak Turkiye Cumhuriyeti sinirlarini tanir.
Milliyetcilik ilkesine gore, Turkiye Cumhuriyeti icinde, Turk dili ile konusan, Turk kulturu ile yetisen, Turk ulusunun her yonden yukselmesi dusuncesini benimseyen her birey, hangi dinden olursa olsun Turk'tur. Milliyetcilik ilkesini, ulusal bilincimize Kurtulus Savasi ile percinleyen guc, Turk toplumunu birbirine baglayan en yuce bagin uluscu bag oldugu inancidir. Bu uluscu bagin en ozlu deyisi "Ulusal Birlik Duygusu"dur.
Milliyetcilik ilkesi ozet olarak: "Turk ulusunun yuksek karakterini, yorulmaz caliskanligini, dogustan gelen zekasini, bilime bagliligini, guzel sanatlara sevgisini, ulusal birlik duygusunu araliksiz olarak ve her turlu arac ve onlemlerle besleyerek gelistirmek"tir. Milliyetcilik ilkesi, Turk ulusunun "butun bireylerini, kaderde, kivancta ve tasada ortak bir butun halinde ulusal bilinc ve ulkuler cevresinde toplamak" inancidir. | |
| | | ThewiLL Site Kurucusu
Mesaj Sayısı : 173 Kayıt tarihi : 08/01/09
| Konu: DevRiMCiliK C.tesi Ocak 10, 2009 10:37 pm | |
| Devrimcilik ilkesi, Ataturk ilkeleri arasinda devingenlik, eylem ve atilim kavramlarini iclem ve kaplamina almis tek ilkedir.
Ataturk, Buyuk Soylevinin sonunda: "Bu aciklamalarimla ulusal yasami sona ermis varsayilan buyuk bir ulusun bagimsizligini nasil kazandigini ve bilim ve teknigin en son esaslarina dayali ulusal ve cagdas bir devleti nasil kurdugunu anlatmaya calistim," diye degindigi cagdas devlet kavramiyla devrimcilik ilkesinin sasmaz isaretini veriyordu. Cagdas devleti kuran bir ulusun cagdisi niteliklerden kurtulmasi gerekirdi. Iste, Turk ulusunun, cagdisi niteliklerden kurtulmak, cagdaslasmak icin giristigi atilimlarin tumu devrimcilik ilkesinin kapsami icine girer. Devrim, sozcugunun su ya da bu anlama geldigini tartismanin devrimcilik kavraminin anlamini degistirmeye bir yarari yoktur. Devrimcilik Ataturk'un Turk ulusunu cagdaslastirmak icin giristigi eylemlerin tumunun, tek ve degismez amacidir. "Turk ulusunu son yuzyillarda geri birakmis olan kurumlari yikarak, yerlerine ulusun en yuksek uygarlik gereklerine gore ilerlemesini saglayacak yeni kurumlari koymus olmaktir" tumcesiyle tanimlamis oldugu devrim atilimlarini gerceklestiren Ataturk, "ulusu ve toplumsal ortami hazirlamak" yontemini uygulamistir. Devrimcilik, bu ana yonteme uyarak, yalnizca cagdisi kurumlari yikmak yerine, cagdaslarini kurmakla yetinmemek, ulusu cagdaslasmanin gerektirdigi yeni kurumlara bilimin ve uygarligin kilavuzlugunda cagdas degerlere kavusturmaktir. Bu bakimdan devrimciligi dar anlamda yikip yapmak sinirlari icinde dusunmek, onun bicimsel yonunu gormekten ileri gitmeyen bir dar gorusluluktur. Devrimcilik devrime konu olan eylemlerin turune, niteligine gore bir atilim sureci saptamaktir. Ataturk bu sureci saptamakta essiz bir basari gostermistir. Devrimcilik, Ataturk ilkelerinin hemen hemen tumuyle birlesir. Butun ilkelerin ya neden, ya da sonuc olarak devrimcilikle simsiki bir ilintisi vardir. Bu bakimdan devrimcilik, Ataturk ilkelerinin tumunu gerceklestirmeye, korumaya ve yasatmaya kesin kararliliktir.
Devrimcilik gercek anlamiyla "Turkiye Cumhuriyeti halkini butunuyle cagcil ve butun anlam ve bicimiyle uygar bir toplumsal kurul (heyeti ictimaiye) durumuna vardirmaktir." Devrimcilik, devrim atilimlarini yalnizca bicimsel yaniyla dondurup yuce anlam ve amacini yitirenlerle savasmaktir. Devrimcilik, ulusun ve ulkenin yucelmesi icin surekli caba gostermektir. Cunku "devrimler baslar, ama devrimin bitisi diye bir sey yoktur. Baslamak ve bitmemek gerek dogada, gerek toplumda devrimin, evrimle benzer olan ortak yasasidir." | |
| | | | Atatürk'ün İlkeleri | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |
|